47. Haliç Buluşması kapsamında 04 Nisan 2021 Pazar günü Dünya Ekonomisi ve Şirket Stratejileri konusuyla OSTİM Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Murat Yülek’i ağırladık.
UTESAV Başkanı Mehmet Develioğlu selamlama konuşmasında değişen dünyanın halini ve şirketlerin özeline doğru ineceğimiz bir program olarak diyerek sözü Prof. Dr. Murat Yülek’e bıraktı. Prof. Dr. Murat Yülek, bizim kendimizle ilgili kararlarımızın mikro ölçekte kendimizle ilgili sonuçlar çıkardığını söyleyerek konuşmasına şöyle devam etti: “Mikro ölçekteki kararlar birleştiği zaman üst ölçekte sonuçlar çıkarıyor. Bazı şirketlerin stratejileri ve kararları dünya ekonomisini mikro açıdan belirliyor. Dünyada az sayıda büyük şirket de dünya ekonomisinin nereye gittiğini ve servet dağılımını yönlendiriyor. Bu hareketleri belirleyenler gelişmiş ülkelerin gelişmiş şirketleridir. Bizim gibi gelişmekte olan ülkelerin ise dünyayı daha iyi takip etmesi ve okuması gerekiyor.
Şirketler açısından dünyada şöyle bir reçete var: Büyüyebilmeniz için şirket seviyesindeki verimliliğin artması gerekir. Verimlik ise girdiler çıktılar arasındaki ilişki olarak açıklanır. Yani ne kadar girdi ile ve kadar çıktı elde ediliyor? Teknolojik gelişim olduğu veya yönetsel gelişim yaşandığı zaman şirketler diğerlerine göre daha verimli olabiliyor. GSYH olarak İtalya’nın 4/1’i seviyesindeyiz. Bu süreçte Afrika, Asya, Latin Amerika da aynı şeyi yaşıyor. Peki iktisat derslerinde öğretilen bu mantıklı reçete ile gerçek dünya arasındaki kopukluk nereden geliyor? Türkiye daha hızlı ve verimli bir ekonomik üretim performansına sahipken nasıl oluyor da Avrupa ülkelerine yetişemiyor?”
Sunumunda OECD’ye ait verileri paylaşan Murat Yülek konuşmasına şöyle devam etti. “Almanya 1970’lerden bugüne kadar diğer ülkelere göre verimlilik açısından nasıl değişmiş? Bu veriyi ülkede üretilen toplam çalışma saatleri boyunca 1 saatte ortak üretilen GSYH olarak ölçüyoruz. OECD rakamlarına göre 1997’den 2015 yılına kadar Almanya Türkiye’nin iki katı verimliliğinde devam etmiş. Kore bu yıllar arasında Almanya ile verimlilik arasındaki açığı çok ciddi bir şekilde kapatmış 1970’te aradaki fark 7 kat iken 2015’te 1 katına kadar düşmüş. Yani Kore Almanya’dan daha hızlı koşmuş. Kore’nin verimlilik hikâyesini diğer ülkelere göre arttıran, kişi başı refahı arttıran sebep nedir? Diğer ülkelerin başarısız olmasının sebebi nedir?”
Prof. Dr. Murat Yülek daha sonra iktisatta tebessüm eğrisi diye tarif edilen görseli dinleyicilerle paylaştı ve şu hususlara değindi: “Uluslararası düzeyde rekabet ve gelişmiş ülkeler ile gelişmemiş ülkeler arasındaki makasın kapanıp kapanmayacağını belirleyen kriter değer zincirindeki unsurların (imalat, marka, pazarlama ve satış, tasarım, AR-GE) ileri şirketlerde stratejik olarak nasıl kullanıldığıdır. Biz bu unsurları Türkiye’deki şirketler olarak anlayabilirsek, bu değerin içinden bize düşen GSYH artacaktır. Bizim gibi ülkeler için kötü bir haber daha var; imzalatın toplam değer içindeki payı zaman içerisinde daha da daralacak. Bugünkü insan gücü yüksek fakir ülkeler ileride biz de sizin küresel değer zincirinize girmek ve işçileriniz olmak istiyoruz diyecek. Türkiye’de 60 dolara çalıştırılan işçi bu ülkelerde 40 dolara çalıştırıldığında Türkiye gibi ülkelerin fason imalat üzerine kurabilecekleri stratejilerin hayatta kalması mümkün görünmüyor. Sonuç olarak ayakta kalmamızın yolu AR-GE ve marka üretimi yapmak olarak görünmektedir.”
Programımız Prof. Dr. Murat Yülek’in sunumunun ardından soru cevap bölümüyle son buldu. Programımızı izlemek için linke tıklayabilirsiniz: https://www.youtube.com/watch?v=Mk0Kjrr5dyE