Uluslararası Teknolojik Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Vakfı (UTESAV), 25 Mayıs Afrika Günü’nde Afrika ile ilgili kurum ve kuruluş temsilcilerini bir araya getirdi. Afro-Avrasya Gazeteciler Derneği ile birlikte organize edilen toplantının amacını UTESAV Başkanı İsrafil Kuralay şöyle açıkladı: “Afrika konusunda çalışan kişi ve kurumlarımızı ilk defa bir masa etrafında buluşturan bu platformu yeni dönemde de periyodik olarak toplayarak Afrika vizyonunu güncel tutacağız.”
Haliç Buluşmaları konseptiyle bilinen Uluslararası Teknolojik Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Vakfı (UTESAV), 26. Haliç Buluşması’nda Afrika ile ilgili kurum ve kuruluş temsilcilerini bir araya getirdi. Afro-Avrasya Gazeteciler Derneği ile birlikte 25 Mayıs Afrika Günü’nde organize edilen toplantıya Afrika’yla ilgili kamu yöneticileri, iş yapan şirket temsilcileri, yardım organize eden STK liderleri ile birlikte gazeteci-yazarlar ve akademisyenler katıldı. Söz konusu buluşmayı Afrika Platformu (AP) olarak tanımlayan UTESAV Başkanı İsrafil Kuralay, amaçlarını şöyle açıkladı: “Afrika konusunda çalışan kişi ve kurumlarımızı ilk defa bir masa etrafında buluşturan bu platformu yeni dönemde de periyodik olarak toplayarak Afrika vizyonunu güncel tutacağız.”
SON AÇILIMIN 15. YILI…
Programın açılış konuşmasını yapan UTESAV Başkanı İsrafil Kuralay; “Programa son Afrika Açılımının 15.yılı başlığını koyduk, çünkü dini ve milli tarihimizi dikkate aldığımız zaman Afrika ile ilişkilerimiz peygamberimiz zamanına kadar gitmektedir” dedi. Kuralay, Hz. Muhammed (S.A.V)’in bir grup Müslümanı zulümden kurtarmak için onları şimdiki Etiyopya olan Habeşistan’a gönderdiğini hatırlatarak, İslam devletinin ikinci kutsal şehri Medine’den Afrika’ya ulaşıldığını ve böylece ilk Afrika Açılımının böyle gerçekleştiğini belirtti. Konuşmalarına Afrika açılımının tarihsel dönüşleriyle devam eden Kuralay, ikinci açılımın 838’de Mısır’da kurulan Tolunoğulları Devleti ile Türklerin Anadolu’dan önce Afrika’da hüküm sürdüğünü belirtti. Üçüncü açılımın, Yavuz Sultan Selim’in Mısır’ı fethiyle, dördüncünün ise Ebu Bekir Efendi’nin Güney Afrika’ya gidişiyle gerçekleştiğini hatırlatan Kuralay, “Son açılım 2002’de başladı. Bu sene son açılımın 15. yılındayız. Bu toplantıyla 15 yılda nereye geldiğimizi tespit ediyoruz ve gelecek için yol haritamızı netleştirmeye çalışıyoruz” diye konuştu.
Prof. Dr. Ahmet Kavas: 15 YILDA 100 YILLIK AÇILIM…
Afrika konusundaki çalışmalarıyla bilinen İstanbul Medeniyet Üniversitesi Sosyal Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Ahmet Kavas, “Afrika, 38,5 Türkiye büyüklüğünde bir kıta… Afrika’yı ne ben anlayabilirim ne de anlatabilirim” sözleriyle konunun önemine dikkat çekti. Son yıllarda yapılan çalışmalarla Türkiye’nin Afrika’daki önemli aktörlerden birisi haline geldiğini vurgulayan Kavas, “15 yıllık sürede yapılanlar, önümüzdeki 100 yıla ışık tutacak nitelikte” diye konuştu. Araştırmacı yazar Dr. Ahmet Uçar ise Afrika’ya Türklerin gözüyle bakılması gerektiğini, çünkü Afrikalıların buna ihtiyaçları olduğunu belirtti.
Ahmedei Cheikgurei; Türkiye ile birlikte stratejik çalışmalıyız
Türkiye ve Afrikalı devletler arasında danışmanlık yapan Somalili Uzman Ahmedei Cheikgurei, 2011 yılında Somali’nin terör ve açlık sebebiyle gidilmesi en tehlikeli olan bölgesine Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın içinde akademisyenler, sanatçılar, iş adamları gibi iki uçak insan ile geldiğini, bu hareketin Somali ile Türkiye arasında bir bağ oluşturduğunu belirten Cheikgurei, şu anda ticaret yapan Türk firmalarının da bulunduğunu ifade etti. Somali’nin yer altı kaynakları bakımından çok zengin olduğunu, tarım ve hayvancılıkta elverişli imkânlarının bulunmasının yanı sıra, aynı zamanda Afrika’nın en uzun denizine sahip olduğunu da dile getirdi. Bu imkânların olması sebebiyle, Türklerin Somali’ye gelmesinden çok rahatsız olduğunu ifade eden Cheikgurei tabiri caizse “Eyvah Türkler geldi dediler” dedi. Daha sonra Batı’nın bu iş yüzünden çok rahat durmadığını, Türkiye ile olan hukukumuzun bozulmasından korktuklarını fakat Cumhurbaşkanımızın “Merak etmeyin bir yere gitmeye niyetimiz yok!” dedikten sonra rahatladıklarını belirtti. Afrika ile ilgili Türkiye ile birlikte stratejik çalışılması gerektiğini, yoksa 15 yıl daha geç kalınırsa elimizde dert edeceğimiz bir Afrika kalmayacağını söyleyerek sözlerini noktaladı.
Yusuf Mugoya; Her Afrikalı Öğrenci Türkiye’nin elçisidir
Türkiye’de okuyan Afrikalı Öğrenciler Lideri Yusuf Mugoya; Afrikalı öğrencilerin okul bittikten sonra geri döndüklerinde istihdam sıkıntısı yaşadıklarını ve ne yapacaklarını bilemediklerini söyledi. Batı’nın okuttuğu Afrikalı öğrencilerin devlet kademesinde gerekirse görev alabilmeleri için her türlü çalışmayı yaptıklarını belirten Mugoya, Türkiye ile olan kardeşlik hukukunun daha ileri seviyeye gelebilmesi için herkese görevler düştüğünü belirterek, her öğrencinin Türkiye’nin bir elçisi olduğunu söyledi.