UTESAV 17 Ocak 2021 Pazar günü online platform üzerinden Kardeşlik ve Vefa adlı program gerçekleştirdi.
Pandemi döneminde aramızdan ayrılan yol arkadaşlarımızı anmak için gerçekleştirilen programa Ayasofya-i Kebîr Câmi-i Şerîfi İmam Hatibi Bünyamin Topçuoğlu, İstanbul Başvaizi Mustafa Akgül ve yazar Ümit Şimşek katıldı.
99 MÜSİAD üyesini kaybettik
UTESAV BAŞKANI Mehmet Develioğlu selamlama konuşmalarında program içeriğine dair bilgilendirmelerde bulundu. 99 MÜSİAD üyesinin pandemi sürecinde hayatını kaybettiğini ifade eden Develioğlu, bu süreçte hatırlamaya en çok ihtiyaç duyulan şeyin kardeşlik ve vefa duyguları olduğunu belirtti.
Kardeşlik ve Vefa konulu program Ayasofya-i Kebîr Câmi-i Şerîfi İmam Hatibi Bünyamin Topçuoğlu’nun Kur’an tilavetiyle başladı. Daha sonra sözü alan İstanbul Başvaizi Mustafa Akgül özetle şu konulara değindi: “ Herkes bizim insan olarak kardeşimizdir; Lailaheillallah diyenler ise din kardeşimizdir. Din kardeşimize karşı vazifemizi emr-i bi’i ma’ruf ve nehyi ani’l münker çerçevesinde maddi ve manevi sıkıntılarında yanında olarak yerine getirmemiz gerekir. Pandemi sürecinde kaybettiğimiz birçok dostumuz oldu. Bu süreçte hatırlamamız gereken 3 madde var: Tedbir, Tevekkül ve İbret. Öncelikle bu bela bizim başımıza neden geldi? Hangi günahlarımızdan dolayı bu musibet bizi buldu diye düşünmemiz ve ibret almamız, hastalığa karşı tedbirli olmamız, elimizden geleni yaptığımıza kani olduktan sonra da tevekkül etmemiz gerekir.
7 milyar insan aynı gemide yolculuk ediyor gibiyiz. Kimsenin ben kafama göre hareket ederim deme hakkı yoktur. Bu anlamda kardeşliğin en büyük düşmanı bu duyguyu istismardır. İstismara mahal verirsek birlik ve beraberliğimize gölge düşürmüş oluruz.
Vefa sözde kolay, uygulaması zor bir kavramdır. Hz. Peygamberimiz (sav) bizim için üsve-i hasene olduğu için onun hayatından iki örnek vermek isterim:
1- Hz. Peygamberimiz (sav) doğduğu topraklar olan Mekke’den hasret dolu çıktı. Daha sonra bu hasretine dönük olarak Mekke’ye girdiğini gördüğü rüyayı Allah-u Teala Fetih suresinde sadık çıkardığını buyurdu. Bu doğduğu topraklara vefa örneği idi.
2- Mekke’nin fethinden sonra Peygamber efendimiz (sav) ‘ben artık Mekke’de kalacağım’ demedi. Ensarı bırakmadı ve Medine’ye geri dönerek onlarla beraber hayatının sonuna kadar yaşamaya devam etti. Yani zor günlerinde elinden tutana iş bitince vefasızlık etmedi.
Üç şeye vefa borcunuzu yerine getiriniz: Resule vefa, millete vefa ve Allah’a vefa.”
Mustafa Hocamızın konuşmasının ardından sözü Kur’an Buluşmaları derslerinin hocası ve yazar Ümit Şimşek aldı. Ümit Şimşek özetle şu hususlara değindi: “Başımıza gelenleri tüm yönleriyle düşünmemiz gerekir. Bu süreçte kaybettiğimiz dostlarımızdan da gördük ki bu hayat mutlak surette bitiyor ve bu hayat cennet kadar değerli bir hayattır. Çünkü anahtarı buradadır. Nasıl değerlendirmemiz gerektiği noktasında bir hadisi hatırlayalım; “Kim cehennemden uzaklaştırılıp cennete girmek isterse Allah’a ve âhirete inanırken ölüm kendisine erişsin. İnsanların kendisine nasıl davranmalarını istiyorsa, o da onlara öyle davransın.” İnsanlarla herhangi bir münasebete girerken bu hadise uygun davranarak girersek her münasebet ahirete bir azık niteliği taşır. Keşke şunu yapsaydım veya yapmasaydım dememek için ölüm bizi de bulmadan bu hayatın anlamını ve değerini iyi kavramalıyız.
Düzenin var olması için her birimizin üzerine düşen sorumluluklar vardır. Toplum olarak düzenin bozulmasına rızamızın olmadığını göstermeliyiz. Mustafa Hocamızın tedbir, tevekkül ve ibret maddelerine bir madde daha eklemek istiyorum; keyfine bak. Yani bizim ihmalimiz olmadıktan sonra Allah tarafından gelen musibetlerde bir yükümüz olmasın. “
Gerçekleşen konuşmaların ardından sözü tekrar Bünyamin Topçuoğlu alarak vefat eden tüm kardeşlerimiz için dua etti. Program katılımcıların temennilerini dile getirmeleriyle son budu.