Kur’an Buluşmalarının geçtiğimiz haftaki gündemi En’am sûresinin 114. âyeti idi. Bu âyette yer alan “tafsil” kavramı ise üzerinde ayrıntılı bir şekilde durduğumuz ana konuyu teşkil etti.
UTESAV organizasyonuyla gerçekleşen ve +29 Nisan Cumartesi sabahı YouTube’un Erdemli Hayat kanalından canlı olarak yayınlanan Buluşmada okuduğumuz âyet-i kerimenin meali şöyle idi:
Allah’tan başka hakem mi arayacağım? Oysa gerçeği mufassal bir şekilde açıklayan kitabı size O indirmiştir. Kendilerine kitap verdiklerimiz, onun, Rabbinden hak olarak indirilmiş olduğunu bilirler; bundan şüphen olmasın.
Kur’ân-ı Kerimin bütününde geniş bir şekilde ele alınmış olana “tafsil” kavramı, bu âyetin müzakeresi sırasında en önemli konuyu teşkil etti. Bu konuyla ilgili tesbitlerimiz başlıca şu noktalarda yoğunlaştı:
- Kur’ân-ı Kerimin âyetleri, âyet kümeleri ve sûreleri, birbirinden ayrılmış, ancak ayrı düşmemiş, tıpkı bir ipliğe dizilen tesbih taneleri gibi, birbirine benzerlikleri ve birbiriyle karşılıklı ilişkileri sebebiyle muhteşem bir âhenk içinde bir bütünlük teşkil etmişlerdir. Öyle ki, her bir sûrenin diğer bütün sûrelerle tek tek, her bir âyetin diğer bütün âyetlerle tek tek karşılıklı münasebetleri, birbirinin sualine verdiği cevaplar, birbirinin açtığı pencereden gösterdiği anlamlar vardır.
- Meselâ Kur’ân’ın ilk sûresi daha söze başlarken Allah’ı “Âlemlerin Rabbi” olarak tanımlar. Göklerde ve yerde olup bitenlerle ilgili bütün âyetler o muhteşem rububiyeti tanımlar.
- Bir âyet “gece ve gündüzün ard arda gelişinden” söz eder. Günün belirli vakitlerinden, uykudan, maişet vaktinden, gece ve gündüzde barınanlardan, ışıktan, karanlıktan, beş vakit namazdan, mevsimlerden, güneşten, aydan, dünyadan, gölgeden, aydınlıktan, ilh. bahseden bütün âyetler bunu tafsil eder, bu hakikatin değişik yönlerine ışık tutar.
- Kur’ân, başından sonuna kadar sürekli olarak içinde yaşadığımız âlemin varlıklarından ve olaylarından bahseder. Bunlar bizim aşina olduğumuz, hergün iç içe yaşadığımız varlıklar ve olaylardır: güneş, ay, gece, gündüz, kuşlar, ağaçlar, bulutlar, yağmur, dağ, deniz, ışık, karanlık. . .
- Dünyanın neresinde ve ne zaman olursa olsun bunları okuyan herkes, kendisini aşina olduğu bir âlem içinde bulur ve bu âlemi teşkil eden varlıkları hem kendisiyle, hem de bütün âlemlerin Rabbiyle olan ilişkileri içinde tanır: kendisi gibi onlar da Allah’ın birer kuludur, onlar da Allah’ın yaratmasıyla var olur, rızıklandırmasıyla hayat bulur, emriyle hareket eder. . .
- Böylece, bir taraftan Âlemlerin Rabbini Esmâ-i Hüsnâsı ile tanırken, diğer taraftan da etrafımızdaki bütün varlıkların ve olayların, tıpkı bizim gibi, o isimlerin tecellîlerini yansıttığını görür, öğrenir, bilir. Böylece, her bir tafsilde Rabbini hem vâhidiyeti, hem de ehadiyeti ile beraber bulur; ve görüp anlar ki, bütün bu âlemde olup bitenler ortağı ve benzeri bulunmayan tek bir Rabbin yaratmasıyladır ve o Rab, her bir kuluna, sanki âlemde sadece onunla meşgul oluyormuşçasına bir teveccühle yönelmekte, onu rızıklandırmakta, onun ihtiyaçlarını görmekte ve onu yaratılış hedefine sevk etmektedir.
- Kur’ân’ı sürekli olarak ve mütefekkirâne okuyan bir mü’min, bu sayede, herhangi bir sûreyi veya âyeti okurken, o sûre ve âyette bütün Kur’ân’ı okumuş, o âyetin bahsettiği şeylerde de bütün âlemi bulmuş olur.
UTESAV tarafından organize edilmekte olan Kur’an Buluşmaları, Cumartesi sabahları saat 7:30-8:30 arasında Erdemli Hayat Youtube Kanalından adresinden canlı olarak yayınlanıyor.